ızgara — is., Rum. 1) Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç 2) Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ızgara demiri — is., den. Kazan ızgarasını meydana getiren demir çubuklardan her biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
ızgara köfte — is. Kıyma ve özel baharatların karıştırılması ve yoğrulması ile hazırlanan, ızgarada pişirilen bir tür köfte … Çağatay Osmanlı Sözlük
ızgara parmaklığı — is. Yüzen cisimleri ve yaprakları tutmak için, bir barajda, yükleme odasında basınçlı boru ağzının önüne eğik olarak yerleştirilen demir parmaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ızgara yatağı — is. Katı yakıtlı madenî bir ocağın, içine ızgaranın yerleştirildiği kısmı … Çağatay Osmanlı Sözlük
brìzantan — prid. 〈odr. tnī〉 koji naglo izgara i izaziva brzu eksploziju (o barutu); razoran, uništavajući ✧ {{001f}}fr … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
dı̏m — m 〈N mn ovi〉 1. {{001f}}a. {{001f}}lagana tvar koja se diže u zrak kad što izgara b. {{001f}}magla od morskih kapljica koju stvara bura 2. {{001f}}pren. ono što je varljivo, prividno 3. {{001f}}pov. meton. kuća, domaćinstvo kao jedinica po kojoj… … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
gòrivōst — ž svojstvo onoga što je gorivo; mogućnost čega da gori, da izgara … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
barbekü — is., Fr. barbecue 1) Izgara et pişirmekte kullanılan, genellikle balkonlarda duvar içerisine gömülmüş ocak 2) Açık alanda mangal kullanılarak et ve deniz ürünlerini pişirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
biftek — is., ği, Fr. bifteck Izgara veya tavada pişirilen, genellikle dana eti dilimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıramoz — is. Balıkçıların, ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara … Çağatay Osmanlı Sözlük